şapka kanunu
Şapka kanununun, Cumhuriyet dönemindeki reformlar içinde ilklerden olması, daha sonra yapılacak reformların sembolik bir öncüsü olduğunu göstermektedir. Şapka kanunu yoluyla halk, psikolojik olarak değişime hazırlanacaktı. Muhtemelen şapka kanunu, tepkileri ölçecek bir barometre işlevi görecek, bu sayede toplumun reformlara tahammül sınırı ölçülerek, reformların çapı ve düzeyi tespit edilecekti. Kıyafet, kendi başına insan davranışına da etki edebilirdi. Kıyafetin taşıdığı sembolün anlamı insanın psikolojisine etki ederek onu yönlendirebilirdi. Geleneksel giysiler, doğu toplumlarının sembolü olarak aynı zamanda batının ve batıcıların bakış açısından geri kalmışlığı hatırlatan bir karaktere sahipti. Reformcu devlet adamlarının bakış açısından mistisizmle ve kadercilikle özdeşleşmiş doğu kıyafetleri giyen bir toplumun, o kıyafetleri giydiği sürece, kendisiyle özdeşleşen ruh halini terk etmesi mümkün olmazdı. Batının ruh halini ve davranış biçimini benimsemenin yollarından biri, batı insanının psikolojisini temsil eden giysileri giymekti
Atatürk Devrimi, “tümden değişim” i başlattığı için, diğer bazı siyasi devrimlerden ayrılır. Sadece iktidarın değişimini ya da ekonomik ilişkilerin yeniden düzenlenmesini hedefleyen devrimlerden ayrılarak; hem bunları, hem de toplumu, hatta toplumdaki bireyin anlamını, ilişkilerini, düşüncesini, davranışını yani kısacası özünü değiştirmeyi amaçlamaktadır. Atatürk’e göre şapka; çağdaş olma, evrensel medeniyete katılma, kafaların içini hurafelerden kurtarıp bilimsel düşünceye açma yolundaki çabaları destekleyen ve simgeleyen bir adımdı. Atatürk, yüzyıl önce halka benimsetilen fesi, Türklük veya İslamlık simgesi olarak görmeyecek kadar tarih bilgisine sahipti Falih Rıfkı Atay da bu konuda şunları söylemiştir: “ Mustafa Kemal, bir tatlı su Türk'ü değildi. Fes ve şapkanın medeniyet demek olmadığını elbet biliyordu. Fakat, başlık değiştirmenin din ve iman değiştirmek olmadığını göstermek istedi”. Orhan Koloğlu da Şapka devriminin kafanın dışına değil içine yönelik olduğunu ifade etmiştir. (alıntı : http://tr.wikipedia.org/)
şapka kanunu
Şapka kanununun, Cumhuriyet dönemindeki reformlar içinde ilklerden olması, daha sonra yapılacak reformların sembolik bir öncüsü olduğunu göstermektedir. Şapka kanunu yoluyla halk, psikolojik olarak değişime hazırlanacaktı. Muhtemelen şapka kanunu, tepkileri ölçecek bir barometre işlevi görecek, bu sayede toplumun reformlara tahammül sınırı ölçülerek, reformların çapı ve düzeyi tespit edilecekti. Kıyafet, kendi başına insan davranışına da etki edebilirdi. Kıyafetin taşıdığı sembolün anlamı insanın psikolojisine etki ederek onu yönlendirebilirdi. Geleneksel giysiler, doğu toplumlarının sembolü olarak aynı zamanda batının ve batıcıların bakış açısından geri kalmışlığı hatırlatan bir karaktere sahipti. Reformcu devlet adamlarının bakış açısından mistisizmle ve kadercilikle özdeşleşmiş doğu kıyafetleri giyen bir toplumun, o kıyafetleri giydiği sürece, kendisiyle özdeşleşen ruh halini terk etmesi mümkün olmazdı. Batının ruh halini ve davranış biçimini benimsemenin yollarından biri, batı insanının psikolojisini temsil eden giysileri giymekti
Atatürk Devrimi, “tümden değişim” i başlattığı için, diğer bazı siyasi devrimlerden ayrılır. Sadece iktidarın değişimini ya da ekonomik ilişkilerin yeniden düzenlenmesini hedefleyen devrimlerden ayrılarak; hem bunları, hem de toplumu, hatta toplumdaki bireyin anlamını, ilişkilerini, düşüncesini, davranışını yani kısacası özünü değiştirmeyi amaçlamaktadır. Atatürk’e göre şapka; çağdaş olma, evrensel medeniyete katılma, kafaların içini hurafelerden kurtarıp bilimsel düşünceye açma yolundaki çabaları destekleyen ve simgeleyen bir adımdı. Atatürk, yüzyıl önce halka benimsetilen fesi, Türklük veya İslamlık simgesi olarak görmeyecek kadar tarih bilgisine sahipti Falih Rıfkı Atay da bu konuda şunları söylemiştir: “ Mustafa Kemal, bir tatlı su Türk'ü değildi. Fes ve şapkanın medeniyet demek olmadığını elbet biliyordu. Fakat, başlık değiştirmenin din ve iman değiştirmek olmadığını göstermek istedi”. Orhan Koloğlu da Şapka devriminin kafanın dışına değil içine yönelik olduğunu ifade etmiştir. (alıntı : http://tr.wikipedia.org/)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder